Oyun Hakkında Yorumlar / Ziyaretçi Defteri / Yazılı Basın


T.C. Berlin Büyükelçisi – M. ALİ İRTEMÇELİK 
Arka planda, kişiyi daha önce tanımadığı zirvelere kanatlandırmaktan, yerden yere vurup un ufak etmeye uzanan sınırsız gücüyle aşk… 
Sahnede, yurt dışında yetişen bir Türk kızının geleceğine yürümek için gerekli ilhamı – köklerinde arama sağduyusu… Belki kendi deneyimlerini de çağrıştıran tarihi helak oluşlardan son derece özgün ve heyecan verici bir demet üretip, bunu, kendisine çok yakışan bir öz güven, bir hayli özlem, galiba biraz da sitemle Türkiye’ye armağan etmesi… Nice kırağıların soğuğunu aşıp geldiği belli bir tomurcuğun saygı uyandıran çiçeklenmesi… Bir ’’Ben de varım!’’ ilanı… Bir medya okuma. Atatürk ile Fikriye ve Latife hanımlar için girip, ışıl ışıl bir sanatçıyı içtenlikle alkışlamanın keyfiyle çıktığım bir tiyatro akşamı… Teşekkürler Dilruba Saatçi ve değerini fark edip eserinin kitlelerle buluşmasına katkıda bulunanlar… Yolun ve yolunuz açık olsun!

ÜLKÜ ADATEPE
Bir devre ışık tutan anlamlı oyununuzu takdirle izledim. Kutlar, en içten sevgilerimi sunarım.


YILDIZ KENTER 
Genç bir oyuncudan, pek çok yönü ile, bana gerçek tiyatro tadı veren bir oyun izlemek, geleceğin tiyatrosu için umutlarımı artırıyor. Bana bu heyecanı yaşattığı için Dilruba'ya teşekkür ediyorum. Başarısının katlanarak sürmesini istiyorum.


  MEHMET SADIK ÖKE

      (Latife Uşakizade'nin Yeğeni)

"Bazı sahnelerde büyük teyzem Latife Uşaki'yi görür gibi oldum."
Müthiş bir başarı ile Atatürk'ün hayatındaki üç farklı kadının Zübeyde Fikrîye ve Latife hanımların karakterine birbiri ardına bürünen Dilruba Hanım duygusal fırtınaları inanılmaz bir gerçeklik ile seyirciye aktardığı sahnede devleşti. Üç farklı kadının bakışından Atatürk’ün karakteri üzerine müthiş bir psikanaliz de yaşamış olduk. Tekrar tekrar seyredilmeye değer dersler çıkarılacak bir oyun. Evlat ana âşık karı koca asker devlet adamı arkadaş düşman ve hatta yağdanlıklar ile ego kavramına bu şekilde yaklaşabilmek büyük sanat yeteneği ve teknik yeterlilik gerektiriyor. Kaçırmayın derim!

HALDUN DORMEN
Dilruba SAATÇİ'nin hem oyuncu hem de yazar olarak, müthiş bir yeteneğe sahip olduğunu ve Türkiye'de çok daha iyi yerlere gelmesi gerektiğini düşünüyorum.

İSMET BOZDAĞ
Oyunun ziyaretçi defterinden "Sayın Dilruba Hanımefendi; Oyununuz bir harikaydı. Seyretmedim, Yaşadım ! "

 DOĞAN HIZLAN –
„ TEK KİŞİLİK BAŞARILI BİR OYUN“
Yurt dışında öğrenim görmüş bir yazar/ oyuncunun yaratıcılık serüvenini izledim. Fikriye ve Latife karakterlerinin hiç kuşkusuz aynı oyun metninde, aynı oyuncuda sahneye çıkması, seyirciye bir başka açı getiriyor. Mustafa Kemal’in kişilik eksenin de, ikisinin de kadınsı tavırlarının, egemenlik kurma girişimlerinin iflası. Çünkü iki kadının da tepkileri genelde aynı. Dilruba Saatçi, metinde, hele oyunda bu benzerlikleri, farkları ayrıntıda çok başarılı sunuyor. Tempo düşmüyor. Tek kişilik oyunun zaafları burada kendini göstermiyor. Yakın tarihimizden iki kadının aşk mücadelesine, dışarıda yaşayan genç bir tiyatro sanatçısının bakışı bana ilgi çekici geldi. İlgi çekici bir konuyu genç bir sanatçıdan seyretmelisiniz.


GÜNERİ CİVAOĞLU 
Önce, çok ilginç bir yaklaşım olduğunu söylemeliyim. Dilruba, sesi, beden dili, vurgularıyla tek perdelik oyunu bir solukta izletti.

NEZİHE MERİÇ
Bir oyunu seyrettikten sonra, dünya, insan, yaşam, var oluş, söz, erişilmezin sırrı, enerji üzerine bir kez daha, yeniden, baştan alarak, düşünüp kalıyorsa insan bu oyunda bir şey var, nedir o şey diye sürdürmeli düşünceyi. Dilruba SAATÇİ bu oyunla bu düşünceyi getiriyor; inceden ve derinden. Oyunu seyretmeden bu sözler havada kalır. Onun için bu oyun izlenmeli ve konuşulmalı. Hem oyun hem oyuncu hem tiyatronun gizemi üzerine…


H.ŞÜKRÜ KORLU TUĞAMİRAL
Saygıdeğer Hanımefendi,
İlkelerin güzel olduğunu bir kez daha ispatlamak, koskoca sahne sanatınızla doldu. Tüm izleyenler adına önünüzde saygıyla eğiliyorum. Teşekkürler. 


Cumhuriyet – TURGAY FİŞEKÇİ – 
„DEFNE GÖLGESİ – Dilruba Saatçi“
Yetenek ile eğitimin birlikte yarattıkları bir sanatsal güzellik Dilruba Saatçi. Aslında beylik sayılabilecek bir konu. Ancak Dilruba Saatçinin yeteneği de bu noktada ortaya çıkıyor. Bildiğimiz bir konuyu, taze, ilginç bir yaratı ve yorumla izleyiciye sunuyor. Oyunu hem yazması, hem oynamasıyla da alanına ne denli egemen olduğunu gösteriyor sanatçı.
Fikriye ve Latife'de, sahnede bu iki kadının yanı sıra asıl tiyatro yeteneğiyle izleyenleri büyüleyen Dilruba Saatçiyi buluyoruz. Anlatılan kadınlann trajik öyküleri, sahnedeki oyuncunun kişiliğiyle bütünleşiyor; yeteneğiyle izleyenlerini kendine bağlayan bir sanatçıya hayranlık duyuyoruz.
Tek başına olduğu sahnede, kolaylıkla bir kişilikten ötekine dönüşüvermesi, dansla, müziği, ayrıntı zenginliğime donattığı oyun gücüyle kalabalık bir tablo yaratıyor. Dilerim, ülkemizde onu dana uzun süre izleme olanağı buluruz.

 RUHAT MENGİ 
Tek kişilik oyun, tek bir dakika sıkılmadan büyük bir zevkle izlenebilir mi? Dilruba Saatçi’yi kendi yazdığı ve oynadığı ‘’ Fikriye ve Latife; Mustafa Kemal’i Sevdim’’ isimli oyunda izliyorsanız bu sorunun cevabı’’ kesinlikle evet’’tir. Zordur tek kişilik oyun, gerçekten büyük bir sanat yeteneği gerektirir… İlk kez izleyeceğim Dilruba Saatçi’nin oyununa giderken bu kadar etkileneceğimi hiç ama hiç bilmiyordum. Bir Fikriye oluyor, bir Latife… Hem de nasıl güzel bir oyunla… Modern danslarla ve müzikle süslenmiş nasıl müthiş bir performansla… Gerçekten ağlayarak, gerçekten yaşayarak. Ailece gidilecek, okulların topluca görebileceği bir tiyatro eseri… Mutlaka izlemelisiniz.


Prof.Dr.SEMİH ÇELENK Yazar- Yönetmen
DEÜ GSF Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi
Dilruba Saatçi'nin yazıp, yönettiği ve oynadığı "Fikriye ve Latife"sini ilk kez Bornova'da Uğur Mumcu sahnesi'nde izledim. Çok keyif aldım. Mustafa Kemal'in dünyasını, kişiliğini ve mücadelesini, o'nu seven iki kadın üzerinden, bunu aynı zamanda bu iki kadının ruh dünyasıyla da harmanlayarak ve hem metin hem de oyunculuk açısından hiçbir zorlamaya, yapaylığa düşmeksizin becerebilmek büyük iş. "Fikriye ve Latife"de Dilruba Saatçi bunu başarıyor. Daha sonra oyunu bir kez Konak AKM ve bir kez de Bostanlı Suat Taşer Açık hava Tiyatrosu'nda olmak üzere iki kez daha izledim. Her üç oyunda da Dilruba'nın performansı çok etkileyiciydi. Fikriye'yi de Latife'yi de hatta hikayenin içindeki diğer kahramanları da çok hızlı geçişlerle ve yanılsamayı bozmaksızın yansıtıyor, sahnede inandırıcı bir hikaye uzamı yaratıyordu. Umarım bu oyun uzun yıllar oynanır ve özellikle genç kuşaklar tarafından çokça izlenir. Mustafa Kemal'in hayatına bu insanca dokunuş, benzer hikayelerin de yolunu açar ve belgesel olanla düşsel olanı içiçe harmanlayan yeni yapıtların ortaya çıkmasını sağlar. Dilruba Saatçi'nin "Fikriye ve Latife"sinin böyle bir yolu açacağına ve kalıcı bir yapıt olacağına inanıyorum

ZEYNEP BAKIR 
Dilruba Saatçi,’’ Mustafa Kemal’i Sevdim’’ oyunuyla izleyenlere ‘’tiyatroya yeni bir soluk geldi’’ dedirtmeyi başardı. Herkes ondan ve yazdığı oyundan bahsediyor. Oyunu kimilerine göre bir tabuyu daha devirdi, kimilerine göre çok beylik bir oyundu, ama herkes sevdi.

HAKAN ALİ TOKER
Bu akşam sevgili arkadaşım Dilruba Saatçi'nin tek kişilik oyununa gittim "Fikriye ve Latife - Mustafa Kemal'i Sevdim" ve ustalığı karşısında hayran kaldım! Bir insan bu kadar kontrast karakterlerin birinden diğerine bu kadar çabuk geçebilir! Her kadının kendinden bir şeyler bulabileceği bir hikaye bu. Çünkü evrensel, insani arketiplere dayanıyor; "o durumda hangi kadın olsa aynısını hisseder ve yapardı" dedirtiyor bir erkeğe bile. Minimal ama çok amaçlı bir dekor ve birkaç objenin yardımıyla, alabildiğine yalın, dosdoğru, bir o kadar da sembolizme hakkını veren bir anlatım. Bu yönüyle bir Bach kantat gibi: ekonomik, kısıtlı sayıda materyalin birbiriyle çok yönlü ilinti kurmasıyla meydana gelmiş, dolayısıyla çok boyutlu, derinliği olan, yani birkaç kez izlense, her seferinde yeni bir şeyler kapılabilecek bir eser. Tavsiye ederim, takip edin;)

Yazılı Basından